Değerli okurlar merhaba, uzunca bir süredir ekonomik hassasiyetlerimiz gereği “bakkal Ahmet amca’nın, emekli Ayşe teyzenin” bile takip etmek zorunda kaldığı” faiz oranımız dün Merkez Bankası tarafından açıklandı. Merkez faizi 350 baz puan artırdı.
Açıklanan faiz oranı ekonomideki yansımaları gereği artık sadece bir ekonomik veri olmadığından, kafalar karıştı ve Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri ısrarcı ve katı bir şekilde uygulamaya başladığı istikrar politikası bitti mi sorularını getirdi akıllara. Çünkü uygulanan politikanın katılığı neredeyse herkesin canını acıttı.
Sayın Mehmet Şimşek Haziran 2023’te görevi devraldığından bu yana, ekonomik tabloyu düzeltmek adına pek çok adım atıldı. Bugün açıklanan 350 baz puanlık faiz artışı da bu adımlardan biri. Ancak, bu son hamlenin ardından, akıllarda tek bir soru var “ Göreve geldiğiniz günden beri yapılan zamlar, faiz artışları ve vergi düzenlemeleri, eğer bu karanlık tabloyu değiştirmeye yetmeyecekse, bizler tüm bu fedakârlıkları bir hiç uğruna mı yaşadık?”
Bu dönemde, vatandaş olarak hepimiz artan maliyetlerin ağırlığını hissettik. Zamlar günlük hayatın her alanına sirayet etti; Gıdadan ulaşıma, enerjiden temel ihtiyaçlara kadar.
Ardından vergi artışları geldi; gelirlerimizden daha büyük bir pay, devlet kasasına aktı. Şimdi de faiz oranları bir kez daha yükseldi. Bu karar, belki enflasyonu dizginlemek, belki piyasalara güven vermek için alındı. Ama sokaktaki insan için bu, kredi borçlarının, ev hayallerinin ve gelecek planlarının bir kez daha ertelenmesi demek.
Tüm bu adımların bir amacı olmalı, daha stabil bir ekonomi, düşen enflasyon, güçlenen bir Türk Lirası gibi net amaçlar. Peki, gerçekten bu hedeflere yaklaşıyor muyuz? Uygulanan politikaya başlandığında devralınan tablo zorluydu, evet. Ama aradan geçen aylarda, vatandaşın sırtındaki yük artarken, umut vadeden bir ışık göründü mü? Bugün 350 baz puanlık artış açıklandığında, çoğumuzun aklına aynı soru geldi: "Bu fedakârlıkların sonu nereye varacak?"
Eğer bu zamlar, faiz artışları ve vergi yükleri, sonunda bizi daha iyi bir noktaya taşımayacaksa, neden bu kadar zorlandık? Aile bütçesini denkleştirmek için uykusuz geceler geçirenler, çocuğuna harçlık verirken iki kez düşünenler, faturaları ödeyebilmek için ek iş arayanlar… Hepsi bir hiç uğruna mıydı? Yoksa tüm bu acı reçeteler, bir gün meyvesini verecek mi?
Şuanda beklenti, sadece rakamlarla konuşulmasından ziyade, Bu kararların arkasındaki vizyonun ve ekonomideki varılacak noktanın net bir şekilde ifade edilmesi. Çünkü Haziran 2023’ten beri omuzlarımızda taşıdığımız bu yük, ancak anlamlı bir geleceğe hizmet ediyorsa katlanılabilir. Aksi halde, geriye sadece yorgunluk ve hayal kırıklığı kalır.
Hepimizin Sorusu net aslında, Bunca fedakârlık, gerçekten bir değişim yaratacak mı? Yoksa biz, sadece boş bir umudun peşinde mi koştuk?
Hepinize umut dolu bir Ülke ve mutlu yarınlar diliyorum..
Süheyla Gökçek
SMMM /KGK Bağımsız Denetçi