Değerli okurlar merhaba, son dönemde yatırımcısını çokta sevindirmeyen ve ekonomik istikrar göstergesi algısı yaratan “kur istikrarı” acaba sanıldığı kadar önemli mi? Yada şöyle soralım, kur istikrarı sağlanmaya çalışılırken katlanılan maliyetler ve sonuçları birlikte düşünüldüğünde kur istikrarının bedeli kur istikrarı politikası yerine acaba serbest bırakılsa daha mı iyiydi sorularını getiriyor akıllara.
Şimdi bu düşüncelere neden olan soru ve sorunlara birliktebakalım. Bunun en büyük nedenlerinden biri şüphesiz ki ekonomik tablodaki belirsizlikler. Geçmişten gelen riskler ve beklenmedik şoklar, gelecek için karmaşık bir denklem oluşturuyor. Temel senaryo, aşırı spekülatif döviz alımları, yüksek sterilizasyon ve inatçı faiz oranları gibi unsurlarla şekilleniyor. Ancak, bu tabloya beklenmedik bir iç şokun eklenmesi, işleri daha da karmaşık hale getiriyor ve hiç beklenmedik sorunlara neden olabiliyor.
Otoritelerin en büyük endişesi, kurdaki ani dalgalanmaların yaratacağı ekonomik ve siyasi sonuçlar. Bu nedenle, kurun güçlü bir şekilde savunulması kaçınılmaz görünüyor. Peki, bu savunma nasıl yapılacak? Rezerv satışları ve likidite sıkılaştırması, yani faiz oranlarının artırılması, en olası yöntemler olarak öne çıkıyor. Bu iki yöntemin birlikte kullanılması, kur üzerinde geçici bir istikrar sağlayabilir. Ancak, "faize bakmadan döviz alacaklar" kesimi azaldıkça, rezerv ve kur üzerindeki baskının da azalması bekleniyor. Yani kur baskısı çokta sürdürülebilir görünmüyor.
Peki, kur istikrarı sağlandığında sorunlar bitecek mi? Maalesef hayır. Yüksek faiz oranları, yakın zamanda indirim olasılığını ortadan kaldırıyor. TL likiditesindeki daralma ise talep, yatırım, büyüme ve işsizlik üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Kısacası, kur istikrarı sağlansa bile, ekonomideki sıkıntılar başka alanlara kayıyor. Tabiri caizse çatlaklardan birini kapatmış olsanız bile sızıntı diğer çatlaklardan devam ediyor.
Bu senaryonun, bazı ekonomik sonuçları ise kaçınılmaz görünüyor:
Enflasyonda Hafif Yükseliş: Yüksek faiz oranları ve kurdaki dalgalanmalar, enflasyonu tetikleyebilir.
İnatçı Faiz Oranları: Faiz indirimleri yakın zamanda mümkün görünmüyor.
Düşük Büyüme: Yatırım ve tüketimdeki yavaşlama, büyümeyi olumsuz etkileyecektir.
Artan Takipteki Borçlar: Ekonomik sıkıntılar, borç ödeme güçlüğünü artırabilir.
Sonuç olarak, ekonomik tablodaki belirsizlikler giderilmedikçe, kur istikrarını sağlamaya yönelik politikaların, ekonomide büyüme ve işsizlik gibi alanlarda sorunlara yol açması muhtemel. Bu nedenle, dikkatli bir politika izlenmesi ve olası risklere karşı hazırlıklı olunması gerekiyor. Unutmayın belirsizlik risktir.
Hepinize umut dolu bir Ülke ve mutlu yarınlar diliyorum..
Süheyla Gökçek
SMMM /KGK Bağımsız Denetçi